|
CHP’nin bildirgesinin özeti: ‘Kervan yolda düzülür’…
Dün sabah işe giderken radyo dinliyorum… Zekeriya Temizel Bey (CHP İzmir ikinci bölge 3. sıra adayı) ile Bahçeşehir Üniversitesi'nden Prof. Dr. Seyfettin Gürsel bey CHP'nin seçim beyannamesini tartışıyorlar. Gürsel, ki CHP'ye öyle omurilikten karşı da değildir yandaş da, hedefleri hayli abartılı bulduğunu söylüyor; ayrıca hangi kaynaklardan hangi zaman planı içinde bu hedeflerin gerçekleştirileceğini de pek anlayamadığını ifade ediyor.

Genç Parti ve Cem Uzan'ı hatırlatan ve uçuk kaçık temennileri çağrıştıran mazotun 1,5 TL'ye indirilmesi, neye göre tanımlandığı belirsiz 17 milyon yoksulun nasıl ve hangi yoksulluktan kurtarılacakları; %4-5 büyüme hızını yakalamanın bile zor olduğu bir ortamda %6 büyümenin nasıl gerçekleştirileceği vb. pek çok hedefin sonuçta ancak kaynak ve bütçe olanakları ile açıklanabileceğini söyleyen Seyfettin Hoca'ya Sayın Temizel şu yanıtı verdi:

“Her projenin bütçesi kendi içinde ele alınacaktır… Ayrıca biz iktidar olursak 2016 bütçesini yapacağız…”

Sayın Temizel, 'O gün gelsin, bakarız duruma' anlamına gelebilecek bu tür yaklaşımları 2-3 kez tekrarladı. Bütün o uçuk kaçık hedeflere de (adını vermeden) AK Parti'nin getirdiği mâli disiplinden kopmadan ulaşacaklarını ekledi…

Anlaşılan CHP halkımızın deyişiyle “Kervan yolda düzülür” ilkesinden hareketle ekonomik vaatleri oluşturmuş… Maliye konularına hakimiyeti ile tanınan ve ciddi bir bürokrat ve politikacı olarak bilinen Sayın Zekeriya Temizel, fıtratı gereği Seyfettin beye atıp tutmuyor, lafı evirip çeviriyordu sadece. 'Projeyi hayata geçirirken, bütçesini de oluşturacağız' şeklindeki yaklaşımını başka şekilde yorumlamak olası değildi…

Anlaşılan bu yaklaşım CHP'ye getirilecek “Amma salladınız kardeşim, nerede bu vaatlerinizin kaynağı?” şeklindeki sorular için hazırlanmış olan yanıt aşağı yukarı şöyle bir şey olmalıydı:

“Biz sosyal demokrat politikalar uyguluyoruz… Yoksulluk, işsizlik, emeklilik gibi meseleleri çözme hedefi koymamız son derece doğal. Bunlara bütçeden %2 yerine %4 ayırsak mesele halloluyor. Ayrıca proje geldiğinde, neyi nereden bulacağımızı göreceksiniz!”…

Yani klasik (klişe dememek için) 'bize güvenin, gerisini merak etmeyin' demeye getirecekleri anlaşılıyor.

Seyfettin Gürsel de altını çizdi… “Biraz fazla olmuş!” dedi… Bizce biraz değil, bayağı bir fazla olmuş… Ve iletişimin temel kurallarından birini hatırlattı bize: “Fazla olan yanlıştır!”…

Örneğin, aslında şık sözcüklerden oluşan vaatlerin üzerinde durduğu şu dört ayağın somut pratikte karşılığının ne olduğunu anlayan beri gelebilir:

1. Katılımcı demokrasi, hukukun üstünlüğü, devletin saydamlığı ve hesap verebilirlik, 2. Türkiye'nin uluslararası alanda rekabet gücüne kavuşması, 3. Sosyal devletin güçlendirilmesi ve 4. Devlet kurumlarına siyasetin müdahale etmemesi…

AK Parti'nin 12 yılda yaptığını özetlemesi bir yana, olay anlaşılmama üzerine kurulu sanki… Bildirge 203 sayfaymış… 140 karakterle konuşmaya alışmış Y kuşağını (1980 – 2000 arası doğmuş olanlar) bir kenara bırakın; okuma alışkanlığı olanların bile aklını bulandırmaya yetecek kadar karmakarışık…

Benzer bir tespiti 352 sayfadan oluşan AK Parti beyannamesi için de yapmıştık… İletişimde bir deyiş vardır: “6 yaşındaki bir çocuğun 'anlayacağı', 60 yaşındaki bir olgunun 'hissedeceği' şekilde anlatmak!”… Bu bağlamda her iki partinin beyannamesi de bu konuda 'kusurlu söylem üslubu' içeriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi bir hitabet ustasına benzemeye çalışmak bizce talihsizlik olur. Çünkü o Anglosakson deyişiyle hitap konusunda 'unique'tir (benzersiz)… Örneğin Başbakan Davutoğlu'nun sunuş konuşmasının ilk bölümündeki (okumadığı, kendi tarzıyla konuştuğu) belagati yeterlidir aslında üslup için… Oradan devam edilebilir. Başkanlık Sistemi, Anayasa Değişimi, Çözüm Süreci, Ekonomik Hedefler ve nihayet Yeni Türkiye'yi yukarıdaki tanıma göre anlatmak şarttır…

CHP'ye gelince, tüm kafa karışıklığı ve abartılı vaatlere rağmen ilk kez AK Parti ve liderlerine 'sınırsız ve sorumsuz' bir şekilde saldırmadan ekonomi odaklı bir kampanya yürütüyor. Bu önemli bir 'terakki'… Ancak tabii burada sık sık değindiğimiz, vaat – güven denklemi ve 'Bumerang etkisi' unutulmamalı… Vaatler, onların yerine getirileceğine ilişkin güven duygusu üzerinde hareket etmezlerse bir Bumerang gibi dönüm vaat sahibine çarpıyorlar…
#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#seçimler
#Seyfettin Gürsel
#Zekeriya Temizel
9 yıl önce
CHP’nin bildirgesinin özeti: ‘Kervan yolda düzülür’…
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı