|
Eşyanın örtüsü bize ne söyler?
Metrodayım. Bir kadının okumakta olduğu kitabın kabı dikkatimi çekiyor. İleride oturmak için boş yer var. Fakat o kitabı tutan kadını bırakıp gidemiyorum. Hayır kadında bir fevkaladelik yok. Bir üniversitede sosyal bilim hocası olduğunu tahmin ediyorum. Kalın bir kitabın satırlarına gömülmüş kitabını okuyor.

Kitabını.

Kitabın adı ne?

Bilmiyorum. Görebilme ihtimalim de yok. Dört yüz sayfalık bir kitap elde tutulurken, kapağı kendisini bütün cephelerden aşikar kılar.

İlk gördüğüm anda beni kendisine çeken, kapağının içinde korumaya alınmış kitap görüntüsü oldu. Kitabını kapağın içinde zapt ederek, meraklı nazarlardan kitabını koruyarak, onca kalabalığın içinde kendine sakin bir alan inşa etmiş kadının başında dikildim kaldım.

Kitabın kabı deyince aklınıza plastik bir kap gelmesin. Plastik olsaydı ihtimal hiç dikkatimi çekmezdi. Kap gibi değil zaten kitaba giydirilmiş poplin bir elbise gibi. Deseni çocukluk elbisemin neredeyse birebir aynısı. Siyah zemin üzerine renkli minik papatyalardan oluşan serpme bir desen.

Kitaba giydirilmiş elbise/örtü beni çocukluğumun mevsimine götürdü. Kadının başından ayrılırsam çocukluğumun bahçesinden kovulmuş olacağım. Bir adım ileriye gidemiyorum. Kitaba geçirilmiş o kumaş kapak beni nasıl mutlu ediyor. Nasıl içime bambaşka duygular dolduruyor, anlatamam.

O an vagonun içinde varlık ve varlığın örtüsüne dair uzun uzun sohbet etmek istiyorum. Konuşacak hiç kimse yok. Modern zamanların yolculuğu bu. Kimseye anlatamazsın ve hiç kimseye bir selam ile yoldaş olamazsın.

Kendime soruyorum. Cevabını bilmediği soruları da sorar insan kendine öyle değil mi?

Tabiattaki, eşyadaki örtü bizi niye mutlu eder?

Bir masanın üzerine atılıvermiş bir örtü, raftan sarkan danteller, pencereyi ele geçiren perdeler içimizi niye aydınlatır?

Kara toprağın bağrını saran çimenler, ekinler, çiçekler toprağı kaplayan örtü değil mi? O örtü olmadığı zaman içimiz nasıl da daralır.

Örtmek ve özendirmek/özendirmemek bahisleri arasında gidip geliyor zihnim. Çerçöp girmesin diye üzerini daima örttüğümüz yiyecekler. Sürahilerin kapağı, hamur teknesinin üzerindeki bez...

Örtü koruyucu bir şey. Ama bazen de eşyanın üzerindeki yoldaş.

Çocukken gecenin bir yarısı bir ses duyunca uykumdan uyanır, uykuya dönünceye kadar nesnelerin birbiriyle konuştuğunu hayal ederdim. Yanan sobada odunlar konuşa konuşa kül olurdu. Buzdolabının içindeki meyve ve sebzeler kendi arasında konuşa konuşa yorulur, buz dolabı kokusunun hakimiyetine esir düşerdi.(İştahsız çocuklar için en iyi bahane buzdolabı kokuyor bunu yemem bahanesi idi.). Ama en çok nesneleri kendilerini muhafaza eden örtülerle konuştururdum.

Sandığın üstündeki kanaviçe örtü, buz dolabının yanlarından sarkan etamin örtü, radyonun dantel örtüsü, masanın goblen örtüsü, eşikteki tığ işi paspas kendi aralarında konuşmakla kalmaz biraz önce kendilerine dokunmuş olan kişiye dair polisiye ipuçları verirdi. Evin babası radyoyu açmışsa üzerindeki dantel örtüyü bir kenara kaldırıp atmıştır mesela. Eşikteki paspas kaydıysa evin çocukları arasında küçük bir arbede yaşanmış olduğuna dalalet eder. Sandığın örtüsü eğri büğrü serildiyse annelerinin yokluğunda çocuklar sandığı bilmem kaçıncı defa açma girişiminde bulunmuştur.

Basma bir kitap örtüsü ile kitabını giydirmiş kadının başında büyülenmişçesine dikilirken benden kurtulma imkanı yakalamış olmanın heyecanı ile arkada bir yeri işaret ederek “Oturabilirsiniz yer boşaldı” diyor.

Boşalan yere gitmeyi çaresiz kabulleniyorum.


Gözüm o basma desenli kitap kapağında eğleşmeye devam ediyor. Oturur oturmaz kitabın ön kapağında yama işi ile yapılmış bir yelpaze dikkatimi çekiyor. Söylemesem ölürüm, telaşla söyleme girişiminde bulunuyorum: “Kitabınızın örtüsü, yani elbisesi, yani kılıfı, yani kabı, yani kitabınızın muhafazası çok güzel."

Teşekkür niyetine tebessüm ediyor.

Bu kadarcık mı? Heyecanımın karşılığı bu kuru tebessüm mü?

O vagonda birbirimizin dilini anlayacak iki kişiyiz oysa.

Kaç kişi kitabı için bez bir kılıf alıyordur ki...

Karar verdim bir gün bir yerde bezden kitap kılıfı/elbisesi satıldığını görürsem böyle güzel, böyle çıtır desenli, bütün dostlarıma alacağım.

Ramazan-ı şerif yaklaşıyor ne güzel diş kirası olur değil mi?
#kitap
#eşyaların örtüsü
#diş kirası
9 yıl önce
Eşyanın örtüsü bize ne söyler?
Anayasa"da üç alternatif
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?