|
Yemez yedirir, giymez giydirir
80 öncesinde her şeyin kıt olduğu, kuyrukların ucu görünmediği dönemde, bir haber geldi; dediler ki filanca istasyona benzin gelmiş.

Dedikleri yer 21 kilometre uzakta.

Minibüsü olan bir arkadaş haydi gidelim dedi, yola çıktık.

Öyle bir kuyruk ki duyan gelmiş sıraya girmiş.

Gören de benzini bedava dağıtıyorlar sanır.

Sıraya girdik, beklemeye başladık. Adım adım ilerledik. Çoğu zaman benzin harcamasın diye arabayı iterek yaklaştık.

Tam sıra bize geldi, benzin bitti.

Büyük harflerle bir kâğıda “BENZİN YOK” yazıp yapıştırdılar.

Pompanın başında kalakaldık.

*

Nasıl bir hayal kırıklığı yaşadık, anlatamam.

Koklamak için bile benzin kalmamış.

Bizden sonra da birçok araba bekliyordu.

Minibüsüyle dolmuşçuluk yapan o arkadaşın yüzünü görmeliydiniz.

Kös kös döndük.

Yolda arabanın benzini bitmesin diye dua ettik.

O sırada radyoda Başbakan Bülent Ecevit konuşuyordu.

Neler söylediği hatırımda kalmamış fakat direksiyondaki arkadaşın sözlerini hiç unutmuyorum.

*

Ecevit kötü adam değildi.

Sadece iki kusuru vardı.

Bir: Yönetmeyi bilmezdi.

İki: Şanslı sayılmazdı.

Dürüstlüğüne, demokratlığına ve vatanseverliğine kimse söz söylemez.

Çalıp çırpması da yoktu.

Yalnız onun durumunu şöyle izah edebiliriz:

Müşfik bir baba gibiydi.

Yemez yedirir, giymez giydirirdi.

KADINLARA HADDİNİ BİLDİREN

ANLAYIŞTAN, HAKKINI BİLDİREN ANLAYIŞA

Aradan seneler geçti, Ecevit bir kere daha Başbakan oldu.

Yanında Mesut Yılmaz ile Devlet Bahçeli yardımcıları.

Meclis'teki yemin töreninde o hiddetini unutmak mümkün değil.

Merve Kavakçı'nın dışarı atılması için bağırıyordu.

“O hanıma haddini bildirin. Burası devlete meydan okunacak yer değil…”

*

Milletvekilleri de sıralara vurarak tempo tutuyor, bağırıyorlardı: “Dışarı… Dışarı…”

Milletvekili seçilen Merve Hanım dışarı çıkarıldı.

Sadece başörtülü olduğu için yapıldı o hakaretler.

Sonrasında yaşadıkları ise roman da olur, sinema filmi de olur, tv dizisi de olur.

Ecevit yine yanılıyordu.

Merve Kavakçı devlete meydan okumuyordu.

Tıpkı bugün başörtülü milletvekillerinin ve devlet memurlarının ve özel sektördeki hanımların ve sokakta yürüyen hanımların ve marketteki ve okuldaki ve otobüsteki hanımların devlete meydan okumadıkları gibi…

Devlete meydan okumak, başını örtmekle olmaz.

Başı örtülü olan da olmayan da başka türlü meydan okur.

Onun örneklerini pek çok defa gördük, görmeye devam ediyoruz.

*

Hanımlara haddini bildiren anlayıştan bugün hanımlara hakkını bildiren anlayışa geldik.

Kim zarar gördü?

Hiç kimse… Sadece başörtüsünü öcü zanneden çok küçük bir kesimin keyfi kaçtı, o kadar.

Onun dışında kimse rahatsız olmadı. Ki o rahatsızlıkları da patolojik. Yoksa doğrudan bir zarar gören olmadı.

KOALİSYON İHTİMALİ KÖPÜRTÜLÜYOR

Bu seçimin sonunda koalisyon bekleyenler, kendi adına çok iyimser, ülke adına çok karamsar olanlar.

Koalisyonu şirin göstermeye çalışanlarsa, tek kelimeyle zavallı, iki kelimeyle çok zavallı.

Bugüne kadar uyum içinde olan tek koalisyon görülmemişse, bundan sonra nasıl görülecek?

Ve hangi partiler koalisyon yapacak?

Demirtaş açıkladı. Bir tek AK Parti ile koalisyon yapmazlarmış.

Demek CHP ve MHP ile yapabilecekler.

İyi. Hayırlı işler, bol güneşler.

Keşke dediği gibi üçlü bir koalisyon kurulsa da cümle âlem görse üç günde nasıl birbirine gireceklerini.

Demirtaş “Kötü bir şey değil” diyor koalisyon için.

Kötü bir şey azizim.

Hem de o kadar kötü bir şey ki millete bir hayrı dokunma ihtimali yok.

Çünkü 7 kocalı Hürmüz'e benzer koalisyon dediğin.

Denemesi bedava desem, yalan olur. Millete aşırı pahalıya patlar.
#seçimler
#ecevit
#ak parti
9 yıl önce
Yemez yedirir, giymez giydirir
Kara dinlilerle milletin savaşı
İsrail’in Uluslararası Adalet Divanı’ndaki sınavı
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından